VE RAB bana dedi: Musa ile Samuel karşımda dursalar bile, yine canım bu
kavma yünelmez; onları karşımdan at da çıksınlar.
2. Ve vaki olacak ki, sana: Nereye çıkalım? dedikleri zaman onlara
diyeceksin: RAB şöyle diyor: Ölüm için olan ölüme; ve kılıç için olan kılıca;
ve kıtlık için olan kıtlığa; sürgün için olan da sürgüne.
3. Ve onların üzerine dört çeşidini koyacağım, RAB diyor; öldürmek için
kılıcı, paralamak için köpekleri, ve yiyip bitirmek, ve helâk etmek için
göklerin kuşlarını ve yerin canavarlarını.
4. Ve Yahuda kıralı Hizkiya oğlu Manassenin yüzünden, Yeruşalimde yaptığı
şeylerden ötürü, bütün dünya ülkeleri arasında öteye beriye atılsınlar diye
onları ele vereceğim.
5. Çünkü ey Yeruşalim, sana kim acıyacak? ve kim senin için acınacak? ve
senin halini sormak için kim yolundan sapacak?
6. Sen beni kendinden attın, RAB diyor, geriledin; ben de üzerine elimi uzatıp
seni helâk ettim; nedamet ede ede yoruldum.
7. Ve memleketin kapısında onları yaba ile savurdum; onları çocuksuz
bıraktım, kavmımı yok ettim; yollarından dönmediler.
8. Dul kadınları denizlerin kumundan ziyade karşımda çoğaldılar; onlara,
yiğitlerin anası üzerine yağmacıyı öğleyin getirdim; sıkıntı ve dehşetleri onun
üzerine ansızın düşürdüm.
9. Yedi çocuk doğuran kadın zayıflıyıp can verdi; daha gündüzken onun
güneşi battı; utanıp yüzü kızardı; ve onlardan artakalanı düşmanlarının önünde
kılıca vereceğim, RAB diyor.
10. Ey anam, bütün dünya ile kavga adamı ve çekişme adamı olmak için beni
doğurmuşsun, vay başıma! ben faizle para vermedim, ve bana faizle para
vermediler; fakat herkes bana lânet ediyor.
11. RAB dedi: Gerçek seni iyilik için kuvvetlendireceğim; gerçek bela
vaktinde, ve sıkıntı vaktinde düşmanı sana yalvartacağım.
12. Demiri, şimal demirini, ve tuncu adam kırabilir mi?
13. Senin malını ve hazinelerini karşılıksız çapul olarak vereceğim, bunu
da bütün suçlarından ötürü, ve bütün sınırlarında.
14. Ve onları düşmanlarınla bilmediğin diyara geçireceğim; çünkü öfkemde,
sizin üzerinize yanacak bir ateş tutuştu.
15. Sen bilirsin, ya RAB! beni an, ve beni ara, ve beni kovalıyanlardan
öcümü al; öfkeni geciktirerek beni kaptırma; bil ki, rüsvaylığı senin uğrunda
taşıdım.
16. Sözlerin bulundu, ve onları yedim; ve sözlerin bana meserret ve
yüreğime sevinç oldu; çünkü senin isminle çağırılıyorum, ey orduların Allahı
RAB!
17. Gülenler derneğinde oturmadım, ve sevinip coşmadım; senin elinden ötürü
tek başıma oturdum; çünkü beni gazapla doldurdun.
18. Niçin ağrım devamlı, ve yaram çaresiz, iyi olmak istemiyor? gerçek bana
aldatıcı dere gibi mi, emin olmıyan sular gibi mi olacaksın?
19. Bundan dolayı RAB şöyle diyor: Eğer dönersen, seni geri getiririm de,
önümde durursun; ve eğer değerli olanı bayağıdan ayırırsan, benim ağzımmış gibi
olursun; onlar sana dönecekler, fakat sen onlara dönecek değilsin.
20. Ve bu kavma seni pekiştirilmiş tunç bir duvar kılacağım; ve sana karşı
cenk edecekler, fakat sana güçleri yetmiyecek; çünkü seni kurtarmak, ve azat
etmek için seninle beraber olacağım, RAB diyor.
21. Ve kötülerin elinden seni azat edeceğim, ve korkunç adamların avucundan
seni fidye ile kurtaracağım.