RAB diyor: O vakit Yahuda kırallarının kemiklerini, ve reislerinin
kemiklerini, ve kâhinlerin kemiklerini, ve peygamberlerin kemiklerini, ve
Yeruşalimde oturmuş olanların kemiklerini kabirlerinden çıkaracaklar;
2. ve sevdikleri, ve kulluk ettikleri, ve ardınca yürüdükleri, ve
aradıkları, ve taptıkları güneşin önüne, ve ayın önüne, ve bütün gökler
ordusunun önüne onları yayacaklar; toplanıp gömülmiyecekler, toprağın yüzünde
gübre olacaklar.
3. Bu kötü aşiretten artakalan bütün bakiye, kendilerini sürmüş olduğum
yerlerin hepsinde artakalanlar, dirimden ziyade ölümü seçecekler, orduların
RABBİ diyor.
4. Ve onlara diyeceksin: RAB şöyle diyor: Düşüp de kalkmazlar mı? insan
sapıp da geri gelmez mi?
5. Niçin bu Yeruşalim kavmı daimî döneklikle dönüyorlar? hileye yapışıyorlar,
geri dönmek istemiyorlar.
6. İyi dinledim, ve işittim, doğru söylemediler: Ne yaptım? diyerek kimse
kötülüğünden tövbe etmiyor; her biri cenge seğirten at gibi kendi koşusuna
dönüyor.
7. Evet, göklerdeki leylek belli vakitlerini biliyor; ve kumru ile
kırlangıç ve turna gelmelerinin vaktini gözetiyorlar; ancak RABBİN hükmünü
kavmım bilmiyor.
8. Biz hikmetliyiz, ve RABBİN şeriati bizdedir, diye nasıl söyliyorsunuz?
Fakat işte, yazıcıların yalancı kalemi yalan düzdü.
9. Hikmetli adamlar utandılar, yıldılar, ve ele geçtiler; işte, onlar
RABBİN sözünü kendilerinden attılar; ve onlarda hikmetin nesi var?
10. Bundan ötürü karılarını başkalarına, tarlalarını da mülk edinecek
olanlara vereceğim; çünkü küçüğünden büyüğüne kadar her biri kötü kazanca
düşkün; peygamberden kâhine kadar her biri yalan düzüyor.
11. Ve selâmet yokken onlar: Selâmet, selâmet, diyerek kavmım kızının
yarasını üstten iyi ettiler.
12. Mekruh şeyi yaptıkları zaman utandılar mı? hayır, hiç utanmadılar,
kızarma ne olduğunu da bilmiyorlar; bundan dolayı düşenler arasında onlar da
düşecekler; yoklandıkları zaman sürçecekler, RAB diyor.
13. Onları bütün bütün bitireceğim, RAB diyor; asmada üzüm olmıyacak, ve
incir ağacında incir olmıyacak, yaprak da solacak; ve kendilerine verdiklerim
onlardan gidecek.
14. Niçin yerimizde oturuyoruz? toplanın da duvarlı şehirlere girelim, ve
orada susalım; çünkü Allahımız RAB bizi susturdu, ve bize öd suyu içirdi, çünkü
RABBE karşı suç işledik.
15. Selâmeti bekledik, fakat iyilik gelmedi; ve şifa vaktini bekledik, ve
işte, yılgınlık!
16. Atlarının horultusu Dandan işitiliyor; zorlu atların kişneme sesinden
bütün memleket titriyor; çünkü onlar geldiler, ve diyarı ve onun içindekilerin
hepsini, şehri ve onda oturanları, yiyip bitirdiler.
17. Çünkü, işte, kendilerine büyü yapılamıyan yılanları, engerekleri,
aranıza göndereceğim; ve sizi sokacaklar, RAB diyor.
18. Kedere karşı kendimi teselli edebilsem! içimde yüreğim bayılıyor.
19. İşte, çok uzak bir diyardan kavmım kızının feryadı: RAB Sionda değil
mi? Kıralı orada değil mi? Oyma putları ile, ve ecnebi boş şeylerile niçin beni
öfkelendirdiler?
20. Orak vakti geçti, yaz sona erdi, ve biz kurtulmadık.
21. Ben kavmım kızının yarasından ötürü yaralandım; karalar giydim; beni
şaşkınlık aldı.
22. Gileadda merhem yok mu? orada hekim yok mu? öyle ise, kavmım kızı niçin
iyi edilmedi?